Osmanlı tebaasından Irak'lı Katolik bir din adamı, kutsal yerleri ve Vatikan'ı ziyaret etmek üzere 1668 yılında Halep'ten Avrupa'ya doğru yola çıkar. Amacı, Roma Katolik kilisesine yeni katılan Kalde kilisesine yardım sağlamaktır. Krallarla, kraliçelerle ve Papa ile görüşür. Avrupa'da yedi yıl dolaştıktan sonra, bir fırsatı değerlendirerek İspanya Kraliçesi'nden aldığı bir özel izinle1675 yılında Cadiz Limanı'ndan kalkan bir gemiyle Yeni Dünya'ya doğru yola çıkar. Doğuluların henüz tam olarak kavrayamadığı, hatta bilmediği Güney ve Orta Amerika'da, ağırlıklı olarak And Dağları bölgesinde sekiz yıl dolaşır. Bu seyyahlık serüveninin sonucunda, papalık makamına sunulmak üzere bir gezi raporu/seyahatname yazdığı anlaşılmaktadır. Seyahatnamesinin bir kopyasını Şam'a dönerken yanında getirir. İlyas Hanna, Yemen'den Irak'a göç eden bir aileye mensuptur. 4 Ağustos 1669'da şaşaalı bir konvoyla Tolon'a gelen Padişah 4. Mehmet'in elçisi Süleyman Ağa'ya, 14. Louis (1638-1715) ile görüşmelerinde tercümanlık yapmış, sonrasında da Süleyman Ağa ile birlikte 8 ay Paris'te kalmıştır. Sonuçta İlyas Hanna bir Osmanlı tebaasıdır. İlyas Hanna Seyahatnamesi, Güney Amerika'da Hıristiyanlık olgusunun Doğu'lu bir rahip gözüyle nasıl görüldüğüne ilişkin teolojik bir çalışma olarak okunsa, hatta Iraklı bir papazın "32 kısım, tekmili birden" bir macerası olarak kabul edilse dahi bu seyahatname Osmanlı dönemine ait eksik bir belgenin açığa çıkarılması olarak değerlendirilebilir.