Ehl-i Sünnet imamlarımızın her biri bizim için birer deniz feneri mesabesindedir. Onlar, itikattan fıkha, ahlaktan âdâba kadar bütün bir hayatın rızâ-yı Bâri istikametinde nasıl yaşanacağı sorusunun en müşahhas cevaplarıdır.
İmam el-Kevserî'nin o hayatî tespitiyle "müçtehid imamlar bir aile gibidir". Hoca-talebe ilişkisi içinde birbirlerinden ilim almış, birbirlerine ilim aktarmışlardır. İmam Ebû Hanîfe, her hac seyahatinde İmam Mâlik'le bir araya gelir, müzakerelerde bulunurdu. Talebesi İmam Muhammed, aynı zamanda İmam Mâlik'e de talebe olmuş, üç seneden daha fazla ikamet ettiği Medine-i Münevvere'de İmam Mâlik'ten "el-Muvatta"ı dinlemiş ve kendi "el-Muvatta" nüshasını oluşturarak Medine'nin fıkıh ve hadis birikimini Irak coğrafyasına taşımıştır.
İmam eş-Şâfi'î de bu iki büyük imama talebe olmuş, Hicaz ekolünün birikimini Müslim b. Hâlid ez-Zencî ve İmam Mâlik'ten, Irak ekolünün müktesebatını da İmam Muhammed eş-Şeybânî'den tahsil etmek sûretiyle kendi dönemine kadar "Ehl-i re'y" – "Ehl-i hadis" diye keskin hatlarla ayrılmış çizgileri harmanlamış ve kısa sayılabilecek hayatına iki mezhep sığdırmış bir kutup yıldızıdır.
Elinizdeki eser H. 240 yılında doğan büyük hadis âlimi İbn Ebî Hâtim er-Râzî'nin kaleme aldığı "Âdâbu'ş-Şâfi'î ve Menâkıbuh" isimli kitabın tercümesidir. İmam eş-Şâfi'î (rh.a)'e dâir kaleme alınan biyografi/menâkıb çalışmalarının ilklerinden olan bu kıymetli eserde İmam eş-Şâfi'î'nin dünyasına yolculuk yapacaksınız...