Hacı Kalay, sistem tarafından İmam Hatiplerin sevilmediği, istenmediği, hatta zaman zaman düşman görülüp mücadele edildiği bir zamanda, onlara bütün şefkat, merhamet ve servetiyle yaklaşarak sevdi. Onlara güzel okullar ve yurtlar yaptırmak için gece gündüz var gücüyle çalışıp didindi. Başkalarını da buna teşvik etti. Bunu bir mukaddes dava haline getirdi. İşte böylesine mübarek bir insanın yâd-ı cemilini elden geldiğince yaşatmak, Fatiha'lar eşliğinde ona dualar edilmesine vesile olmak, bizim için bir vazife olmuştur.
"Keşke" demenin diyene bir faydası olmasa da, belki başkalarına ders ve ibret olma imkânı vardır. O yüzden diyorum; keşke bu kitabı o sağken avuçlarına koyabilseydik! Kim bilir ne kadar sevinir, ne denli mutlu olurdu! Biz maalesef o fırsatı kaçırdık. Ona böyle bir hediye sunamamakla ancak kendimizi üzdük.
Allah Teâlâ kendi rızası için sevişen kullarını mahşerde önce Arş-ı âlâsının gölgesinde, sonra Kevser havuzu başında buluşturacak, en sonunda da cennetinde karşılıklı koltuklara oturtarak büyük ikramlara boğacaktır. Onunla oralarda buluşmak ve bu günleri konuşmak dualarımızla…