İmâm-ı Rabbânî'nin seçkin sahabe olan Ehl-i Beyt sevgisindeki ölçüyü Ehl-i sünnet kimliğine iliştirdiği görülmüştür. Ona göre her insan, Hz. Peygamber sevgisinin bir uzantısı olarak sevilmelidir. Onun işaret ettiği zatlar, onun tavsiye ettiği şekilde sevilirse fayda, yoksa zarar verir. Hıristiyanlar Hz. İsa'yı sevmekten fayda değil, zarar görmüşlerdir. Çünkü onlar Hz. İsa'yı Allah için değil, Allah olarak sevmek gibi bir ölçüsüzlüğe düşmüşlerdir. Şia da Ehl-i beyti sevmekten değil, onları Hz. Peygamber'in yerleştirdiği yerden alıp farklı bir yere koyarak sevgideki ölçüsüzlük yüzünden zarar görmektedir. İmâm-ı Rabbânî, Hz. Peygamber'in din ve Kuran hakkında konuştuklarının vahiy eseri olduğunu ve bunlara karşı gelmenin bir iman meselesi olduğunu söylerken, Şia'yı sahabe hakkındaki tehlikeli isnatlarından dolayı ikaz etmiştir. Müslüman'ı küfürle itham edenin aynı ithama maruz kalacağını hatırlatarak oldukça mühim bir ölçüye dikkat çekmiştir. Çünkü üç halifeyi öven ifadeler, meşhur hatta mütevatir hadis derecesindedir.