Ebû Hanîfe ve İmam Mâturîdî, dinî bilgi üretmede yararlanılan kaynaklar arasında, akla önemli yer veren iki büyük mütekellim olarak ün kazınmıştır. Onlar, düşünce dünyalarında aklı kullanmada mübalağaya düşmemiştir. Ebû Hanîfe tarafından nüveleri hazırlanmış ve temel kriterleri belirlenmiş birçok mesele, İmam Mâturîdî tarafından aklî-naklî delillerle ve semantik temellendirmelerle kelamî bir hüviyete kavuşturulmuştur. O, meseleleri çözümlerken akıl ve nakil dengesini korumayı başarmıştır.Onun bu başarısında, Hanefî âlimlerden ilim tahsil etmesinin ve Semerkand'da yoğun bir şekilde Hanefiliğin tedris edildiği Dâru'l-Cüzcâniyye'de eğitim görmesinin tesiri tartışmasızdır.