Kentleşme, imar ve planlama sorunlarımız, 1980 sonrasında da azalmadı, arttı. Boyutları giderek büyüdü. Son yirmi yıl, kentleşmede salt niceliksel değil, olumsuz niteliksel değişikliklere de yol açtı. Yeni liberal anlayışları toplum yaşamına kararlılıkla egemen kılan küreselleşmenin bu gelişmedeki sorumluluk payı küçümsenemez. Adam Smith'in, her şeyi oluruna bırakan düşünce biçiminin yeniden, ama bu kez daha sistemli olarak insanlığa dayatılmakta olduğu açıkça görülüyor. Yaşamanın, yürütmenin ve yargının, imar ve çevre konularındaki duyarlılıkları, toplumsal güçler dengesine bağlı olarak farklılıklar gösteriyor. Bir başka anlatımla, son yıllarda ülkemizde, bireylerin yararıyla toplumun genel yararı arasında denge sağlama görevinin daha çok yargı erkine düştüğüne tanık olduk.