Sanatçının kendisine sorduğu "sanat, toplum için midir, sanat, sanat için midir" sorusuna verilen cevap, sanatçının "özerk" alanını kısıtlar. İkinci Yeni şiirine gösterilen dirençten yola çıkılarak eleştirel bir "anlatı" kurmayı amaçlayan İmkânsız Özerklik: Türk Şiirinde Modernizm, 1950'li yılların ikinci yarısında Türkçe edebiyatta yaşanan "modernist" dönüşümü anlamak için bu edebiyata verilen tepkilerin nedenlerini sorguluyor. İkinci Yeni'nin özerk bir şiir dili inşa etmesinin bu şiire gösterilen direncin asıl nedeni olduğunu iddia eden Yalçın Armağan, özerklik karşıtlığının hangi saiklerle ve nasıl şekillendiğini göstermeyi deniyor. Yazar, Türkiye modernleşmesinin ilk döneminden başlayarak, kendi hassasiyetleri nedeniyle, edebiyatın ve daha özelde şiirin özerklik karşıtlığı ile kendini var etmeye çalıştığını ileri sürerken, bu karşıtlığın inşası sırasında hangi taktiklerin geliştirildiğini inceliyor. İmkânsız Özerklik: Türk Şiirinde Modernizm, İkinci Yeni üzerine çalışanların kendilerini 1950'li yıllarla sınırladığı ve bu şiiri genellikle Batılı referanslarla anlamaya çalıştığı bir ortamda, İkinci Yeni'yi Tanzimat'tan günümüze Türkiye modernleşmesine özgü hassasiyetler açısından yorumlamayı deniyor. Richard Rorty'nin "Bizi olanaklı kılanlar neyi olanaklı kılmakta olduklarını bilemezlerdi" sözüne bağlı kalarak , "bugün"ün içindeki "dün"ün ayrıştırılması ve bu sayede "bizi olanaklı kılan"ın ne olduğunu göstermeyi hedefliyor.