"Mısır yazısı, imparatorluğun yavaş yavaş yükselip, oldukça hızlı çöktüğü süreçte de karmaşık biçimde ve yapıda kalmayı sürdürdü. Bu karmaşıklık, yazıcılara güç ve statü kazandırdı; kendi çıkarlarını koruma noktasında din adamları ile yazıcıları bir araya getirdi; tekelci yönetime özgü ağ, kralların gücünü azalttı ve evrimsel nitelikteki toplumsal değişimleri sınırlandırdı". (Innıs, 1986: 22) Innis "İmparatorluklar ve İletişim Araçları"nda tarihin çeşitli dönemlerinde başat konumda olmuş imparatorluklar örneğinden yararlanarak iletişim araçlarının iktidarın bir parçası, taşıyıcısı olarak egemenlik ilişkilerinin sürdürülmesinde ve meşru gösterilmesinde oynadığı temel rolü sergilemeye çalışmıştır. Bir "iletişim tarihi" olarak değerlendirilebilecek bu kitabında, Innis, sansür gibi yazı/iletişim araçları üzerindeki iktidarı merkezde toplamaya, yoğunlaştırmaya dönük çabalarla senato gibi iktidarın tek başına tekelci kullanımını kırmaya dönük çabaların salt geçmişe değil bugüne dönüşen bir süreç içinde sürekli bir çatışma halinde olduğunu sergilemeye çalışmıştır. Dolayısıyla bu kitabı geçmişe ait bir emsaller deposu gibi okumak da mümkündür. Ancak asıl önemi, altı bin yıl önce hesap kayıtlarını tutmakta kullanılan "düğümlü iplerden", görselliğin ve şimdiki zamanın öne çıktığı "yeni medya" kadar insanın bir düşünme, anlama, yaratma, yani bir var olma biçimi olarak söz ve yazıyla kurduğu "barışıklığın" tarihi olarak okunduğunda ortaya çıkacaktır.