İnal Bey, 13. yüzyıl Kafkasyasına sığmayarak yalnız Türk ve Fars coğrafyasına değil, Mezopotomya'dan Konstantinapolis'e kadar nam salmış bir Terekeme beyidir. Karısı Gözel'in vefatından sonra evlenmeyerek obanın aksakalı olan babası Uğur Ata'dan aldığı güç ve Dede Korkut'tan gelen öğretilerle yaşamını sürdüren İnal Bey'in hayatı, Alban çarının kız kardeşi Melike Çiçek'e aşık olduktan sonra tamamen değişecektir. Böylece İran Şahı II. Şapur, Alban Çarı Urner, Ermenistan Kralı Tiridat ve Doğu Roma imparatorunun Kafkasya konsülü Antiok gibi güçlerle aynı coğrafyayı paylaşmanın ne demek olduğunu idrak eder.