"Muzaffer devrim" olarak anılan İngiliz Devrimi, bir yüzyıl boyunca devam eden siyasal, dinsel, iktisadi ve kültürel bir dönüşüm sürecine yayılır. Bu süreçte Kral'ın ve parlamentonun rolü, siyasal çatışmalar içinde tekrar tekrar farklı sınırlar içine alınır. Siyasal alanı belirleyen iktisadi mücadelelerin, dinsel ayrışmaların, sınıfsal taleplerin, kültürel itirazların biçimlendirdiği sınırlardır bunlar. Kral'ın idam edildiği, hanedanın değiştiği, Katolikler ve Protestanlar arasında dinsel kavganın yükseldiği, toprak ve tarımdan gelen iktisadi gücün sanayi ve ticaret karşısında gerilediği, sınıfların yeniden biçimlendiği bir çağa tanık oluruz. Christopher Hill bu eserinde, 1603-1714 arasında yaşanan dönüşümün farklı etaplardaki aktörlerini; bireylerin arzu, hesap ve çıkarlarını; toplumun talep, reaksiyon ve beklentilerini aynı tablo üzerinde en ince ayrıntısına kadar resmederken, aynı zamanda İngiliz Devrimi olarak anılan sürecin tarihsel önemini de hassas bir şekilde tartışıyor.
"17. yüzyıl İngiliz Devrimi sık sık ve bereketli bir şekilde 1789 Fransız Devrimi'yle karşılaştırılmıştır. Ama aralarında önemli bir fark vardır. Fransa'da ekonomik ve siyasal bölünmeler, kabaca toplumsal bölünmelere denk düşüyordu: Ayrıcalıkları olmayan Üçüncü Tabaka (Third Estate) aristokrasiye ve monarşiye karşıydı; aristokrasi ticaret ve sanayide rol oynamıyordu. Ama İngiltere'de pazar için yapılan yün, kumaş ve tarım üretimi egemen sınıfın kendisini bölüyordu: Pek çok beyefendi ve hatta asilzade, bir Fransız soylusu için söz konusu olmayacak, ekonomik faaliyetlerde bulunuyordu. (...) İngiltere'deki bölünme, gentry ve asilzadeler karşısında Üçüncü Tabaka'nın bulunduğu bir bölünme değildi; ülke ve saray arasındaki bir bölünmeydi."