İnovasyon, son zamanların en gözde ve en muğlak kavramlarından bir tanesi olma durumunu korumaktadır. İnovasyonun gerekliliği bütün devletler ve sektörler tarafından kabul edilmekle birlikte, bilim insanları tarafından en iyi inovasyon yapma yolları sürekli araştırılmaktadır. İnovasyon, en basit şekliyle, yeni düşüncelerin ekonomiye dönüştürülmesi olarak tanımlanmaktadır.
Ancak, zaman ilerledikçe ve teknoloji geliştikçe geleneksel inovasyon yeterli gelmemeye başlamış ve yeni açılımlar denenmeye başlanmıştır. Bilim insanları, inovasyonu daha ileri bir seviyeye taşımak için durmadan çalışmalar yapmaktadırlar.
Bu çalışmada amaç, inovasyonun tanımını yaparken ilerlediği yolu da göstermektir. Çalışmada, inovasyondan açık inovasyona gelişin ve nihayet topluluklardan faydalanma (crowdsourcing) yöntemine geçişin anlatımı yapılmıştır. Kapalı inovasyon olarak başlayan bu süreç, bilim insanlarının, inovasyonun sadece örgüt içi kaynaklardan faydalanılarak yapılmayabileceğini, örgüt dışı kaynaklardan da faydalanarak daha az maliyetle inovasyon yapılabileceğini ortaya çıkarmasıyla açık inovasyon kavramı olarak devam etmiştir.
İşte crowdsourcing ya da çalışmada çevrilen Türkçe ismiyle topluluklardan faydalanma da inovasyon yapmak üzere dışsal olarak yararlanılan kaynağın bir topluluk olmasından hareketle ortaya çıkan bir kavramdır. O yüzden de literatürde de çok yeni bir kavram olan bu yöntemi, çalışmada ayrıntılarıyla tanıtılmaya çalışılmıştır.