Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi sistemine Protokol No. 16'yla getirilmekte olan danışma görüşü usulü vasıtasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ile ulusal yüksek mahkeme veya yerleri arasında doğrudan iletişim kurulması sağlankata ve böylece devletlerin insan haklarının korunmasına yönelik yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde henüz iç hukuk yollarının tüketilmesi aşamasında bir uluslararası yargı organının rehberliğine başvurulmaktadır.
Bu çalışmada, Protokol No. 16'da öngörülen yeni danışma görüşü usulünün işlevinin ve işleyişinin daha iyi anlaşılabilmesi için danışma görüşü verme yetkisine sahip uluslararası yargı organlarının uygulamaları karşılaştırılmalı olarak incelenmektedir.
Mahkemeler arasındaki iletişime dayanan ve bu yönüyle Protokol No. 16'da düzenlenen usule ilham kaynağı olan Avrupa Birliği Adalet Divanı ön karar uygulaması da çalışma için önemli verileri sağlamaktadır. Danışma görüşleri kural olarak doğrudan hukuki bağlayıcılığa sahip değildir ve bu nedenle esnek kurallarla yürütülen bir yargısal usul söz konusudur. Bununla birlikte çalışmada uluslararası yargı organlarının uygulamaları incelenerek ortaya koyulduğu üzere danışma görüşleri de ilgili yargı organlarının hükümleri ve kararları gibi içtihat hukukunun b,r unsurunu oluşturmaktadır.
Böylece doğrudan hukuki bağlayıcılığı olmayan görüşler, dolaylı olarak hukuki bağlayıcılığa kavuşabilmektedir. Daha açık bir deyişle danışma görüşü usulünün öngörüldüğü bir sistemde uluslararası yükümlülükler üstlenen devletin, yargı yetkisini tanıdığı uluslararası yargı organlarının hükümleri ve kararları yanında danışma görüşlerini de dikkate alması gerekmektedir.