İnsan hakları kavramı çağdaş söylemde en güçlü fikirlerden birini temsil eder. Bireyciliğin ve zengin olmanın yaşamdaki en önemli şeyler olarak görüldüğü ve aynı zamanda eylemlerimizi yargılamak için daha önceden güvenli olan ahlaki konumlarımızın post-modern bir görecelilikle değişmiş göründüğü iktisadi bir küreselleşme çağında, insan hakları fikri, insanlık değerlerini yeniden ileri sürmenin yollarını arayanlar için, alternatif bir ahlaki referans noktası sağlar.
Bu kitap insan haklarının önemli olduğu ve bunların genel olarak insani hizmetler alanındaki meslekler ve özelde de sosyal hizmet uzmanları için özellikle önemli olduğu inancıyla yazıldı. Sosyal hizmeti insan hakları mesleği olarak çerçevelendirerek, onun karşılaştığı sorunların ve ikilemlerin birçoğuna yeni bir ışık altında bakabiliriz. Dahası insan hakları, sosyal hizmet uzmanlarına hem "müracaatçı"larıyla gündelik düzeydeki hem de topluluk gelişimi, politik savunusu ve aktivizm düzeyindeki uygulamaları için ahlaki bir temel sağlar.
Kitap uluslararası bir bakış açısından yazıldı. Her ne kadar sosyal hizmet uygulamasının, içinde konumlandırıldığı kültür ve toplumla daima bağlamsallaştırılması zorunluysa da, insan hakları, paylaşılan bir insanlık ve küresel yurttaşlık fikirleri üzerine temellenen evrenselci bir söylemdir. Bu nedenle kitabın farklı ulusal ve kültürel ortamlarda kullanım bulması umut edildi.