Simon kendine ait evi ve toprağı olmayan bir ayakkabıcıydı. Karısı ve çocuklarıyla beraber bir kulübede yaşıyordu. Emek ucuz, ekmek ise pahalıydı. Kazandığı bütün parayı yiyeceğe harcıyordu. Simon ile karısının kış aylarında ortaklaşa giydikleri bir paltoları vardı. Son iki senedir paltoluk yeni bir post almak istiyordu. Bir sabah erkenden post almak için köye gitmek üzere hazırlandı. Gömleğinin üstüne karısının yıpranmış pamuklu ceketini, onun üstüne de kendi kumaş paltosunu giyindi. Cebine üç rublesini koydu, değnek olarak kullanmak için bir ağaç parçası kesti ve kahvaltı yaptıktan sonra yola çıktı.