Hayvanlara gereksiz yere acı çektirilmesini veya bir hayvanın ortada hiçbir neden yokken öldürülmesini yanlış buluyor musunuz? Mesela biri durup dururken bir yavru kediyi gözünüzün önünde tekmelese ona müdahale eder miydiniz? Bunu sormak bile saçma, öyle değil mi? Çünkü sırf canımız öyle istedi diye hayvanlara acı çektiremeyeceğimizin, hatta bunun bir suç olduğunun hepimiz farkındayız. Yazılı olmasına gerek dahi olmayan evrensel ahlaki yükümlülüklerimizden biridir bu ilke.
Şimdi de yavru kedinin yerine mesela bir kuzuyu ya da bir buzağıyı koyun. Arada bir fark var mı? Eğer yoksa, o halde bu hayvanları neden öldürüp yiyoruz? Bunun için sağlam bir gerekçemiz, geçerli bir sebebimiz var mı? Yol açtığımız bunca acıyı ve ölümü zorunlu kılan şey nedir? Yoksa hemen her gün, üzerinde bir an bile düşünmeden yaptığımız şey yavru bir kediyi tekmelemekten farksız mı?
Uzun yıllardır vegan yaşayan hukuk profesörleri Gary L. Francione ile Anna Charlton, hayvanlara davranış biçimimiz ile hayvanlara dair duygu ve düşüncelerimizin nasıl ve neden çeliştiğini bu sarsıcı kitapla gözler önüne seriyor. Vegan beslenme söz konusu olduğunda "İyi ama…" diye başlayan otuzdan fazla itirazı ve soru işaretini tek tek tartışan yazarlar, hayvanlar konusundaki ikiyüzlülüğümüze tuttukları aynayla bizi hayatımızın en önemli yüzleşme deneyimlerinden birine davet ediyorlar.