Kur'ân'a göre insan hayatı burada başlamamıştır, burada sona ermez. İnsan buraya başka bir diyardan gelmişti. Tekrar oraya dönecek ve orada sonsuza doğru yaşayıp gidecektir. O hayatın sınırsız mutluluğu olacaktır. Ancak o mutluluğun kazanılması, bu dünya hayatındaki fiil ve davranışlara bağlıdır. Bu davranışlar üzerindeki bir hesap insana o mutluluğu kazandıracaktır. Bunlar Tanrı'nın elindedir. Kur'ân'ın ifadesi ile; "Din-hesap gününün sahibi O'dur." (1/4). Öyleyse faziletlerin yönü O'na dönük olmalı, fiil ve davranışlar O'nun için yapılmalıdır. Yani, insan; zengine, güçlüye kulluk (kölelik-ibâdet) edemez, etmemelidir. Kulluk (ibâdet) edilecek tek varlık O'dur. Yalnız resmî ibâdet dediklerimiz değil, hayatın tamamını kaplayan ve"âhlak" olarak nitelendirdiğimiz fiil ve davranışlar da O'na yönelik, O'nun için olmalıdır. Yani, her faaliyeti insanın ibâdet niteliğini kazanmalıdır. İşte, din budur; bunu ister; gayesi bunu gerçekleştirmektir.... Bu kitapta hayatın muhtelif alanlarında karşılaştığımız ve dinî açıdan cevap aradığımız konular hakkında Prof. Dr. Fahrettin Olguner'in değerlendirme ve yorumlarını okuyacaksınız.