Şimdi anlıyorum, iliklerime kadar hissediyorum korkuyu. Öyle bariz gözle görülür bir korku değil bu. Delicesine, her zerreme kadar hissediyorum bu acıyı. Hayalime koşmamla başladı tüm bu ızdıraplar... Yola çıkacak cesareti gösterdim ama ya şimdi? Neden bu kafamın içini kemirip duran uçsuz bucaksız korkular? Beklentilerim olmalı beni delicesine ürküten. Olması zor olan ama imkânsız olmayan beklentiler. Deliriyorum. Olmayacağı ihtimalini düşündükçe deliriyorum. Tam şu an başaramama korkusunu doyasıya hissediyorum. Anlatmak istemiyorum, sadece susmak istiyorum. Dile getirmek istemiyorum ve sustukça bu korkuyu içimde büyütüyorum. Başarmak için inanmak yeter mi? Tüm yüreğinle inanma cesaretini gösterebilmek? Olmazsa tükeneceğimi bile bile beklemeye dayanamıyorum. İhtimallerin güvenimi tüketmesine ve sonradan tekrar yeşertmesine dayanamıyorum. Seni beklerken hem Einstein'a hem de Shakespeare'a hak veriyorum. Beklemek cehennemdir ve zaman harbiden göreceli...