Gündüz olup güneş havada belirince, geleceklerden de ümit kesilince abim "Başımızın çaresine bakalım," dedi. "Hayır anneme sözümüz var," dedim. İnmeye zorladı. İnmedim. Yalvardı inmedim. Hem yerden korkuyordum. Zaten gidecek bir yerimiz de yok. Hem de indiğim an canavarlar saldıracak ve bizi yiyecekler diye kesin bir kanı vardı içimde. Abim indi. Ona çok kızdım. "Annemize söz verdik. Annemi dinlemeliyiz," dedim. Ve "Nereye kadar" dedim. Abim "Akşama kadar yürüyelim, elbet insanlara, köylere rastlarız. Yerli insanlar iyidir, yardım isteriz. Annemin, dedelerin götürüldüklerini de anlatırız. Belki onları da kurtarırlar," dedi. "Yok" dedim. "Annemin sözünü dinleyelim," diye âdeta yalvardım. Abim hareket etmeye başlayınca da ağlayarak yalvardım. Çok korktuğumu, endişelerimi söyledimse de o "Yardım alıp geleceğim, hemen döneceğim sen merak etme. Kimseyi bulamasam görmesem de döneceğim" dedi ve koşarak ayrıldı. O da "Sakın ha ben gelmeden ağaçtan inme," dedi. Beni dinlemedi ve gitti. Babam ,annem ve dedemden sonra abimi de kaybettim.