İpek Yolu yalnızca ticarete konu olan malların değil, aynı zamanda kültür, sanat ve felsefenin de seyahat ettiği bir yoldur. Bu yol sayesinde doğu ve batı arasında kurulan köprüler fikirler ve bilginin yayılımı ile matbaa gibi radikal gelişmeleri ortaya çıkarırken, refaha ve daha yüksek yaşam standartlarına kapı aralamıştır. Tarihsel süreçte, fikirler ve bilginin üretim yeri değiştikçe önde gelen ticaret yolları da zamanla önemini yitirmiştir. Özellikle sanayi devrimi ile birlikte katma değeri yüksek ekonomik çıktılara kaynaklık eden coğrafya adres değiştirirken, batı dünyanın geri kalanına kıyasla bu çıktılara ilişkin ticaretin önemli bir kısmına ev sahipliği yapmaya başlamıştır. Bununla birlikte, son dönemde artan küreselleşme ve bilgi-iletişim teknolojilerindeki ilerlemelere dayalı olarak uluslararası ticaretin dünyanın geri kalanına yönelik çeşitli fırsatlar ortaya çıkardığı görülmektedir. Özellikle 1990'lı yıllardan sonra Tek Kutuplu dünyanın oluşması ile birlikte doğu kapılarını bir yandan yabancı sermayeye açarken, diğer yandan dünya ticaretine entegre olabilmek amacıyla uluslararası ticari normlara uyum sağlamaya başlamıştır. Bugün gelinen noktada, doğu ekonomilerinin birçoğu ucuz işgücüne dayalı maliyet avantajlarının yanı sıra artan sayıdaki dinamik sektörleri ile ekonomik gelişmişlik bakımından batıyla yarış içerisindedir. Bu kapsamda, Çin'in son dönemde gündeme getirdiği "Bir Yol Bir Kuşak" ya da "Kuşak ve Yol" Projesi, Tarihi İpek Yolu'nun yeniden diriltilerek, karayolu, demiryolu ve denizyolu ve doğu ekonomilerini birbirine bağlamayı hedefleyen dev bir projedir. Proje, toplamda 65 ülke, yaklaşık 4,4 milyarlık nüfus ve küresel gelirin %40'ına yakınını kapsaması bakımından da hayati bir öneme sahiptir. Özellikle finansal krizler ve pandeminin gölgesindeki küresel ekonomide, "Bir Yol Bir Kuşak" Projesinin başta Türki Cumhuriyetler ve Türkiye olmak üzere bölgede bulunan gelişmekte olan ülkelerin kalkınma ve dünya ile bütünleşme çabalarına büyük katkı sağlama potansiyeline sahip olduğu görülmektedir.
Bu kitabın Yeni İpek Yolu ekseninde gerçekleştirilecek akademik çalışmalar ve politika belgelerine rehberlik etmesini ve bir nebze de konuya ilgi duyanlara farklı bir bakış açısı kazandırmasını ümit ediyoruz.