Otuz milyonu aşkın Türk nüfusu ile Türkiye'den sonra en çok Türk nüfusa sahip İran coğrafyası, kadim bir Türk yurdu hüviyetini haizdir. Burada vücut bulan edebî, ilmî ve sanat eserlerinin bilhassa âşıklık geleneği ve bu geleneğin eserlerinin Anadolu ile Türkistan'ı çeşitli vesilelerle devamlı beslediği görülmektedir.
Ancak, Türkiye'de, İran Türklüğünün pek çok yönlerden kültürümüze kaynaklık ettiği gerçeği bir yana bu ülkede böylesine önemli ve yoğun bir Türk nüfusundan ve Türk kültür varlığından yeterince haberdar olunduğu söylenemez. İran nüfusunun ekseriyetini oluşturan Türk topluluğu içerisinde canlı bir şekilde yaşayan ve iki binden fazla âşığın ve bir o kadar da eşlik çalgıları kullanan sanatçının faaliyet gösterdiği İran Türkleri âşıklık geleneği, yedi muhit çerçevesinde değerlendirildi.
Bu muhitler şöyle adlandırıldı:
(1) Tebriz/Karadağ, (2) Urmiye, (3) Sulduz/Karapapak, (4) Zencan, (5) Kum/Save, (6) Horasan/Türkmensahra ve (7) Kaşkay Âşık Muhiti. Eserde, her bir âşık muhiti ondan fazla alt başlık altında, çalınan sazlar ve saz eşliği olarak kullanılan çalgılar, icra edilen saz havası ve makamlar, anlatılan hikâye ve destanlar, geleneğin uygulanışı, aşık ocakları, kadim ve çağdaş âşıklar şeklinde bütün yönleriyle ele alındı.