Hakkıyla iman edenlerin yanında bilinen sabit hususlardan biri de şudur: İslam akidesinin meselelerini bilmenin, Kitap ve Sünnet'ten başka yolu yoktur.
Bu hususta aklı kaynak alıp akideyi onunla tesbit etmemiz olur şey değildir. Zira aklın önünde aşılamaz bazı sınırları vardır. Bunlar aşıldığı zaman hayal ve yalancı kuruntular içinde yüzülmüş olur. Şüphesiz ki Mutezilenin ve Yunan felsefelerinin ortaya çıkması ancak akla itimad etmenin ve onu nasların kabul ve reddine hükmetmek için akide konusuna dahil etmenin sonuçlarından biridir.