Adem'le Havva'nın karıştığı cennetteki elma vakası insanlık tarihinin ilk "polisiye" olayı olarak zikredilebilir! Hadise sonrasında "failler" cezalandırılmış ve dünyaya sürgün edilmişlerdir... Bu olayla birlikte "suç" da yaratılmış olur!
Aradan binyıllar geçer ama suç ve suçluluk kavramları gündemden düşmek bilmez… Bu yüzden her iki kavramla yakın irtibatı olan polis teşkilatı da her devirde ilgi odağı olur… Suçlular polis tarafından soruşturulur, suçtan zarar görenler ilk muhatap olarak karşılarında polisi bulur. Suçun ortaya çıkmaması için yapılan önleyici çalışmalarda ise hemen herkes polisle karşılaşır ve polisi kurulu otoritenin cisimleşmiş hali olarak görür. Ve bu "karşılaşmalar" sırasındaki polislik uygulamaları toplum mensuplarının kimilerince beğenilirken kimilerince yerilir. Hatta kimileri bu uygulamalardan nefret eder! Yani Adem'le Havva'nın başlattığı suç ve suçluluk sürecinde polisler yeri gelir ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabilir...
Bu çalışmada İsa'ya da Musa'ya da kulak verilmeye çalışıldı. Bu anlamda sadece eleştirilere cevap vermekle yetinilmedi. Özeleştiri sınırları içinde meslek içi uygulamalardan eğitim sistemine, teşkilat sosyolojisinden personel psikolojisine, geleceğe dair beklentilerden halihazırdaki tereddütlere kadar geniş bir alanda görüş beyan edildi. Teşkilat bazen savunulurken bazen de yerildi.