Aynı konumda yaşadığımız, aynı sorunlarla karşılaştığımız, aynı Rabbani tavırlarla yükümlü ve aynı güzel hasletlere muhtaç oludğumuzi çin, aynı meselelere önem vermemiz ve bu meselelerdeki aynı hükümlere teslim olmamız gerekmektedir. Tüm ihtiyaçlarımızı Kur'an ve sünnete götürdüğümüz zaman, hiç, ama hiçbir şüpheniz olmasın ki, Kur'an ve sünnet bizleri farklı şeylere davet etmeyecektir. Bir kısmımıza Elh-i Kitab'ı cehennemle tekfir edin derken, diğer bir kısmımıza cennetle müjdeleyin demiyecektir!
Müstekbirlere karşı, tağutlara karşı, şeytan ve dostlarına karşı tavrımızı bildirirken, zenginler ve politikacılar şöyle davransın, işçiler ve fakirler böyle davransın demiyecektir!
En kısa ifadesiyle bizleri çelişkilere ve bizleri ayrılıklara değil, hepimizi ortak bir kimliğe, ortak bir kişiliğe davet edecektir Kur'an ve sünnet... Netice olarak hiç kimseye ve hiçbir gruba " Size geleceğiz " demiyoruz. Ne dediğimiz ve neyi arzu ettiğimiz açıktır.
"Gelin hep birlikte Allah ve Ruslü'nün davetine icabet edelim..."