İşkence ve kötü muamele yasağını düzenleyen ulusal ve uluslararası metinler, kamu otoritelerine, yalnızca bu düzenlemelerin ihlalini oluşturacak eylemlerden kaçınma yükümlülüğü değil, yeterli yasal çerçeveyi oluşturmak dahil, kişilerin onurunu ve fiziksel bütünlüklerini korumaya yönelik her türlü tedbiri alma ve kötü muamele şikayetleri hakkında etkili bir soruşturma yürütme yükümlülüğü de yüklemektedir. Her ne kadar bu soruşturma yükümlülüğü bir sonuç değil araç yükümlülüğü olsa da kötü muamele faillerinin uygun cezalarla cezalandırılmaları vatandaşların hukukun üstünlüğüne olan güvenlerinin korunması ve hukuksuz eylemlerin hoşgörü ile karşılanmadığını göstermek açısından önemlidir. Bu sebeple, kötü muamele eylemlerini yaptırım altına alan düzenlemelerin muhtemel failler üzerinde caydırıcı bir etkisi olması gerekir. Aksi takdirde cezasızlık sorunu gündeme gelecektir. Bu kitapta mutlak nitelikteki işkence ve kötü muamele yasağının caydırıcı yönünü ortadan kaldıran cezasızlık durumlarının tespit edilmesi ve bu konuda çözüm önerileri sunulması hedeflenmiştir. Cezasızlık sonucu doğuran durumların çoğunlukla uygulamadan kaynaklandığı ortaya konulmaya çalışılmış bazı durumlarda ise kanundan kaynaklanan sorunlara dikkat çekilmiştir. Ortaya konulan bu tespitlerin en temel insan haklarından biri olan kötü muamele yasağında cezasızlık sorununun tamamen ortadan kaldırılması konusunda hem kanun koyucuya hem de uygulayıcılara yardımcı olması amaçlanmıştır