İslam devleti bir inanç ve düşünce devletidir. O, bir inanç ve düşünce sistemi üzerine kurulur. O, milleti yalnız iç ve dış saldırılardan koruyan bir "güvenlik cihazı" değildir. Onun vazifesi bundan daha geniş ve daha büyüktür. Onun vazifesi, millete İslam'ın esaslarını öğretmek ve insanları onun öğretilerine ve ilkelerine göre yetiştirmektir.
Bununla da kalmayıp İslam inançlarının ve düşüncesinin gerçekleşmesi için olumlu bir hava ve uygun bir ortam hazırlamaktır. Böylece, doğru yolu arayan herkes için bir örnek ve yanlış yolda olanlara da bir delil teşkil etmiş olur. Bunun için, İbni Haldun, hilafeti;"herkesin, dünyevi ve uhrevi menfaatlerini şeriatın gerektirdiği şekilde ahirete yönelik olarak gerçekleştirmesini sağlamak" diye tarif etmiştir.
Çünkü dünyadaki faaliyetlerin hepsi kanun koyucu nezdinde ahiret hayatını kazanmaya yöneliktir. Onun için gerçekte o, şeriat sahibine vekâleten dini korumak ve dünya siyasetini yürütmektir.