Hz. Peygamber, bir beşer olarak insan üstü veya doğa üstü bir güce sahip olmadığı gibi bir melek de değildir. O, biyolojik ve fizyolojik açıdan diğer insanlarla aynı özelliklere sahiptir. O, hakkında açık bir hükmün bulunmadığı durumlarda kendi tercihine göre hareket etmiş, ancak tercihleri murad-ı ilahîye ile örtüşmediği zamanlarda da uyarılara muhatap olmuştur. Hz. Peygamber yaşadığı toplumda insanlarla yakın temas halinde bulunup onlara en iyi örnek model oluşturmuştur. Müslümanlar günlük hayatın gereği olarak birtakım yanlış davranışlar içerisinde bulunmalarından dolayı bazen âyetler nâzil olmuş bazen de bu eylemler Hz. Peygamber'in hadislerine konu olmuştur. Bu bağlamda sahâbenin davranışları karşısında Hz. Peygamber'in tavrının, onları anlama ve algılama noktasında Müslümanlara önemli bir bakış açısı kazandıracağı aşikârdır. Sahâbîlerin, Rasûlüllah'ın bazı davranışlarına itirazda bulunması, fikir ve ifade hürriyetinin ne kadar sağlam temeller üzerine oturduğunu göstermektedir. Hz. Peygamber'in vefatından sonra sahâbîlerin karşı karşıya kaldığı en önemli problem, halifenin kim olacağı meselesidir. Bu bağlamda Müslümanların yönetimi ele geçirmek için birbirleriyle kıyasıya mücadelesi, eleştiri kültürünün yaygınlaşmasına önemli ölçüde katkı sağlayacaktır Bu vesileyle ilmî ve akademik bir üslupla kaleme alınan bu eser, Allah'ın Peygambere, Peygamberin sahâbeye, sahâbenin sahâbeye bakışını eleştirel bir yaklaşımla ortaya koymayı amaçlamaktadır.