Elinizdeki kitap İslâm düşüncesi doğrultusunda eğitim için olası epistemolojik esasların izlerini takip etmeyi amaçlamaktadır. Bu münasebetle kelâm, İslâm felsefesi ve tasavvuftaki bilgi teorileri iki tarzda sorgulanmaya tabi tutulmuştur. Bunlardan biri gelenekteki bilgi yaklaşımlarının disiplinin perspektifiyle nasıl yorumlanabileceği, diğeri ise bu yorumların
günümüz için nasıl bir eğitim düşüncesine işaret ettiğidir. Geçmiş, şimdi ve geleceği aynı anda gözetmeyi gerektiren bu bakış eğitimin bugünü için birtakım yeni eşik ve sınırları açığa
çıkarmaktadır. İslâm düşüncesi bağlamında eğitimin; tek başına öğretim faaliyetlerine hapsedilemeyeceği, aksine onun insanın kutsalla bağını kuran bir oluş ve ilişki hadisesi olarak daha geniş bir çerçevede konumlanabileceği eserin bu bağlamda ulaştığı önemli tespitlerdendir. Dolayısıyla eğitimin, günümüz hakim bilgi yaklaşımının yegane gördüğü aklî/bilimsel bilgiyi mutlaklaştırması ve onu malumat aktarımına hapseden tutumlarla bir pedagojik formasyon olarak teşekkül etmesi olanaklı görünmemektedir. İnsanın çoklu bilme ve var oluş biçimlerinin göz ardı edilmemesini öneren kitap bu münasebetle eğitime bir kâl ve hâl ilmi (söylem ve oluş disiplini) olarak İslâm düşünce atlasına eklemlenme
fırsatı sunmaktadır.