Felsefi ve kültürel anlamda İslâm düşüncesinin, özel olarak İslâm ahlâk düşüncesinin düşünce tarihindeki yeri hakkında birçok eser kaleme alındı. Bu eserlerden en iddialılarından birisi Suphi'nin elinizdeki kitabıdır. Ahmet Mahmut Suphi eserinde, Müslümanların dünya düşünce mirasına diğer birçok meselede olduğu gibi ahlâk alanında da kayda değer düzeyde katkı sağladıklarından ancak bu katkının yanlış yerlerde aranması nedeniyle açık bir şekilde ortaya konamadığından dem vuruyor ve okuyucunun dikkatini buraya yöneltiyor. Ona göre Müslümanların ahlâk alanındaki katkılarını, Aristoteles'in ahlâk sistemi dışında bir yerde aramak gerekiyor. Bu bağlamda Suphi, eserinde iki temel eğilimi inceliyor: 1) Akılcı eğilimi temsilen Mu'tezile, 2) Tecrübeci eğilimi temsilen de Sûfîler. İslâm düşüncesinde ahlâk felsefesine genel bir girişin ardından yazar ilk bölümde akılcıları, ikinci bölümde ise tecrübecileri, son bölümde ise bu iki ana eğilimi uzlaştırmaya çalışan İhvân-ı Safâ ve İbn Miskeveyh'in ahlâk düşüncesini inceleyip genel ahlak düşüncesi bağlamında değerlendiriyor.