Islâm düşüncesinde kötülük sorununun ele alınmadığı, ele alınmış olsa bile genellikle Batı düşüncesinin bir devamı niteliğinde olduğu yönündeki oryantalist iddiaların aksine, kötülük sorunu ve ilâhî adalet konusunun Islâm düşünce geleneğinde çok ciddi bir düzeyde tartışıldığı ve kendi dinî, tarihsel ve entelektüel mirası çerçevesinde çözümlerin üretildiği görmezlikten gelinemeyecek kadar açıktır. Ancak bu miras, üzülerek ifade edelim ki, diğer alanlarda olduğu gibi, tam olarak ortaya çıkarılamamıştır. Gizli kalmış böyle bir ilmî mirası ortaya çıkarmaya çalışmak, bu kitabın temel amaçlarından birini oluşturmaktadır. Gerek Islâm felsefesi gerek kelâm ve gerekse tasavvuf literatüründe kötülük sorunu ve teodise üzerine yapılan çalışmalar, hem çok sınırlı hem meselenin çözümüne dair sistematik bir bakış açısı sunmaktan uzak hem de tarihsel olarak bu mirası ortaya koyabilecek zenginlikte değildir. Bu durum hem daha bütüncül hem de güncel tartışmaları da göz önünde bulunduracak ve Islâm düşüncesinin başlangıcından günümüze kadar meseleyi çok boyutlu olarak ortaya koyabilecek bir çalışmayı gerekli kılmaktadır. Böyle bir çalışmanın Islâm düşünce geleneğinin kadim bilgeliğinden yararlanarak, günümüze yönelik bir çözüm üretebilme çabasına önemli katkılar sunacağıümit edilmektedir.