Mecazın dilde ve dindeki varlığı İslam ilimleri tarihi boyunca hep tartışılagelmiştir. Tartışmanın bir tarafında, mezhebi görüşlerini savunmak için mecazı araç olarak kullandıklarını ifade etmekte bir beis görmeyen Mu'tezilî bilginler bulunurken diğer tarafta ise Kur'ân ve Sünnetin mefhumunu korumak kaygısıyla lafızların mecaz olarak nitelenmesini tekfire kadar götüren İbn Teymiyye çizgisindeki selefi bilginler yer almaktadır. Bu sarkacın denge noktasını ise mecazın İslâmî kaynaklardaki varlığını, dilin evrensel bir yasasının doğal yansıması olarak kabul eden dil ve fıkıh bilginlerinin çoğunluğu oluşturmaktadır.
Kur'ân'ın yorumunda zaman zaman ayetlerin bütünü veya bazı lafızları ile ilgili mecaz nitelemesi yapıldığına şahit olunmaktadır. Akla, bilime, mezhep veya çeşitli yaklaşımlara uymayan veya ilk bakışta anlaşılmasında zorluk çekilen naslar mecaz kapsamına mı dâhil edilecektir ya da bu konuda takip edilmesi gereken yöntem ne olmalıdır? İşte bu kitap ile mecazın İslam Hukuk Usûlü çerçevesinde, metodolojik ve sistematik olarak incelenmesi, sınırlarının ve kullanım alanlarının belirlenmesi hedeflenmektedir.