İslam dünyasının, öncelikle felsefî bilimlerin "aleti" olarak tanıştığı mantık, yüzyıllara yayılan özümsenme sürecinin sonunda, İslam düşünce geleneklerinin pek çoğu için ortak bir metodolojik zemine dönüşmüştür. Mağrip'ten Leknev'e uzanan geniş İslam coğrafyasındaki bütün önemli eğitim kurumlarında mantık, müfredatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiş, hemen her öğrencinin bu alanda en azından temel bilgilere sahip olması hedeflenmişti. Bu durum, medresede okutulmak üzere farklı seviyelere hitap eden pek çok mantık ders kitabının yazılmasına ve bunlar üzerine şerhler ve haşiyeler kaleme alınmasına yol açtığı gibi, mantığın daha özel meseleleri hakkında da geniş bir literatürün oluşmasını sağlamıştır.
Khaled El-Rouayheb'in bu çalışması, mantığın geniş bir kabul gördüğü 1200-1800 arasındaki döneme odaklanmakta ve bunu yaparken İslam dünyasındaki farklı gelenekleri dikkate almaktadır. El-Rouayheb, her dönem ve geleneği ele aldığı kuşatıcı giriş yazılarının ardından, öne çıkan mantıkçıların hayatları, mantığa dair çalışmaları ve dikkat çekici görüşlerini veciz bir şekilde okuyuculara sunmaktadır. İslam Mantığının Gelişimi 1200-1800, genellikle küçümsenip görmezden gelinen İslam düşünce tarihinin on üçüncü yüzyıl sonrasındaki serencamını hakkıyla değerlendirebilmek için mantık özelinde çok kıymetli bir çerçeve sunmaktadır.