'Yeni İlm-i Kelâm' talebini ısrarla vurgulayan İzmirli İsmail Hakkı, ilm-i kelâmın artık kelâm tarihçiliği mesabesine intikal ettiğini, fennî, içtimaî ve felsefî muasır meseleleri takip ve cevap vazifesini ifadan uzaklaştığını beyan etmiştir. Dolayısıyla İzmirli'nin İslam felsefesi, filozofları, tarihi ile Batı felsefesi, felsefî akımları hakkında yazdığı eserleri yeni ilm-i kelâm anlayışının bir neticesi olarak anlamak ve ona dahil etmek doğru bir değerlendirme olacaktır. 'İslam Mütefekkirleri ile Garp Mütefekkirleri Arasında Mukayese' isimli eseri de yine aynı eksende telif edilmiş ve İslam düşüncesinin ve Batı felsefesinin fikrî alışverişini tarihî bir kronolojide ve remz şahsiyetler üzerinden hatırlatarak âdeta kalınan yerden devam etmenin talepkârı olmuştur.