Fıtrattan kopuk yaşamaya alıştırılan kitleler, köklü her çözümü, ilahi her uyarıyı -bir karara varılıpta rahatımız kaçmasın diye- bitmek bilmeyen atışmalarına malzeme yapıp soruna dönüştürmeyi başardılar. Tahrifat, kaynakları inkâra kadar uzandı. Yetersiz alıntılardan başkasını göremeyen cahiller kaynakları tahrif edilmiş bu alıntılardan ibaret sanıyor. En azgın kirleri yaymakta sakınca görmeyen kanaat önderleri, iş hakka gelince insanları Hakka sapmaktan(!) koruyan hassas birer fedaiye dönüşüyor.
Modern fesadın fenalıklarını dillerine dolayarak taraar toplayan fırkaların, vakıa ve olayların yalanladığı hurafeler adına birbirlerini dışlamaları, yaygın fesadı unutturup meşrulaştırmış hatta onun katında "ilahi değerlere" dil uzatarak meşruiyet arar hale getirmiştir. Küfrün gölgesinde yapılan atışmalar, fırkaları modern toplumu hakem kılmaya ve modern değer algıları uğruna birbirlerini harcamaya itmiş, daha fenası çağın hastalılarına çözüm olan ilahi ilkeleriihmale yol açmıştır.
Modern şeytanlar, fesattan kaçıp dinlerine sarılmak isteyen insanları, tekrar çöküş öncesinin taassup ve atışmaları girdabına sokarak fesadı engelsiz yaymanın yolunu bulmuşlardır. Ümmet taassup azlığından bu duruma düşmüş gibi taassup üfürerek onu canlandırabileceklerini sananlar şu ümmete bir iyilik yaparak artık taassup körüklemekten vazgeçseler. Dostunu düşmanından ayıramayacak kadar basireti körelmiş bir ümmeti, içlerine sızıp taassupla birbirine düşürmek gözleri iyice açılmış karler için zor olmamıştır. Güncelliğini yitirmiş alametlerin geçerliliğinde bunca ısrar da taassubun eseridir. Dış saldırılarla yenemedikleri İslam ümmetini, alametlerle kandırıp sızarak içten çökertmişlerdir.