"Bugünü anlamak için bütün tarihi seferber etmek zorundayız."
Fernand Braudel
Günümüz dünyası, gerek insanlar ve milletler arası ilişkiler bakımından gerekse de insanların doğa ile olan ilişkileri bakımından ciddi sorunlarla karşı karşıya olduğu, sağduyulu insanların bu konudaki uyarı ve çözüm arayışlarından anlaşılmaktadır. Özellikle de 19. yüzyılda ortaya çıkan, kutsalı dışlayan, insanı duygudan soyutlayıp bir makine derekesine düşüren pozitivist, maddeci ve cazibeli batı bilimi ve medeniyeti, insanlığı tam bir boşluğun ve çıkmazın içine sokmuştur.
Oysa İslâm ve onun vücuda geliş biçimi olan İslâm medeniyeti incelendiğinde, bir iftihar tablosu ile karşılaşılacağı, hakperest ve tarafsız ilim adamlarınca açık bir şekilde beyan edilmiştir. Ne yazık ki egemen çevreler, batı medeniyetini merkeze almış, onun dışındaki tüm insanlık birikimini yok saymışlardır. Batı dünyasının, elindeki çeşitli araçlarla öteden beri yürüttüğü karalama çalışmaları sonucunda İslâm dini ve medeniyeti de hak ettiği şekilde anlaşılamamış ve anlatılamamıştır. Tarih bilincinden yoksun olan Müslüman toplumlar da kendi geçmişlerinden bihaber ve ümitsiz bir şekilde yüzlerini batıya çevirmişlerdir.
Şüphesiz her medeniyet birbirinden etkilenmiştir. Bugünkü batı medeniyeti varlığını büyük ölçüde İslâm medeniyetine borçlu olduğu gibi, İslâm medeniyetinin de kadim medeniyetlerden etkilendiği söylenebilir.
Medeniyet tanımı ve medeniyete dair bilgilerle başlayan kitap, dünya medeniyetleri ile ilgili içerdiği özet bilgi ile okuyucuya, İslâm medeniyetini karşılaştırmalı bir şekilde okuma ve tanıma imkânı vermektedir. Elinizdeki eser, İslâm medeniyetinin farklı tezahür alanları olan siyaset, yargı, iletişim, güvenlik, ekonomi, toplum, düşünce, sanat ve eğlence gibi hayatın bütün alanlarını kuşatan yönleri ile, kadim medeniyetlerle ilgili özet bilgileri bir arada sunan önemli eserlerden biridir.