İslâmcılığın değişimi, 1990'lı yıllarda da bugün de sıklıkla tartışılıyor. Bu değişim İslâmcılığın bitişi, iflası hatta ölümü gibi negatif değerlendirmelere de neden oldu. İslâmcıların bir kısmının İslâm'ın dinamik bir din olduğu iddiasından hareketle yaşanan değişimin, bir yenilenme olduğunu ileri sürdüğü ise pek dikkate alınmadı. Oysa yeni İslâmcılık kavramlaştırması İslâmcılığın iflası vehmini mesnetsiz kılmak ve bitişe değil yenilenmeye vurgu yapmak için ortaya atılmıştı.
Nazım Maviş, Türk siyasal hayatı ve düşünce tarihi açısından literatüre değerli bir katkı mahiyetindeki İslâmcılığın Değişen Dili kitabında siyasi ve fikri hayatımızın önemli akımlarından İslâmcılığın 1990'lı yıllarda siyasal söyleminde yaşadığı dönüşümü inceliyor. Maviş, çalışmasında demokrasi, sivil toplum, laiklik, çoğulculuk başta olmak üzere yeni İslâmcılığın siyasal dilinin kuruluşuna yön veren kavramları analiz ediyor. Bu yönüyle kitap, İslâmcılığın 1970-1990 yılları ile 1990'lı yıllar sonrasında yaşadığı farklılaşmalar arasında, hem sancılı hem de verimli bir salınım. Şurası son derece açık: 1990'lı yıllarda İslâmcılığın siyasal söyleminde yaşanan değişim büyük oranda içselleştirildi. Kitap, 1990'lı yılların siyasal söylemini Yeni Zemin, Bilgi ve Hikmet, Sözleşme, Tezkire gibi İslâmcı dergileri merkeze alarak incelemesi bakımından da hayli önemli. Dahası bundan sonraki yıllarda da İslâmcılığın siyasal söyleminin alacağı şekil açısından ipuçları vereceği için başlı başına değerli.