Hakları elde etmek yahut korumak için görevli olan "adalet" kurumunun da adaleti geciktirmekte oluşu, hakları elde etmek için başka yollara yönelmekte olanların eylemini kendilerine "doğru-sahih" gösteriyor. Şiddetle değişen bir sistemin daha çok şiddet üreteceği göz ardı edilmektedir. İslâm'ın şiddet, direniş, aktivizm gibi yaklaşımlarla ilgili olarak "haklı olandan yana" tavır sahibi olduğuna işaret ediliyor. Ancak İslâm'ın "Sen en güzel ahlâk üzeresin." beyanına dair tavrı unutuluyor. İktidarların toplumsal olarak Müslümanları sekülerize etmesine (dünyevîleştirmeye uğratmasına) karşı "İman edip amel ederler ve hakkı tavsiye ederler." emrine uygun bir tavır ve kendilerine sataşanlara karşı ise "Cahillere selâm der, geçerler." beyanına uygun bir ahlâk bilinci hayatımızdan çıkarılmış görünmektedir.