Son yılların en zararlı modalarından birisini de, hiç şüphesiz hatıra yazmak teşkil eder. Fakat maalesef bu hatıraları yazdıranlardan ve yazanlardan çoğu, temas ettikleri o mühim mevzuları dillerine ve kalemlerine dolamaya salâhiyettar değildiler. Bu yüzden, kahramanlarından çoğu henüz yaşamakta bulunan yakın tarihin birçok vâkıâları, memleket okuryazarlarına yanlış anlatıldı. Yine bu yüzden, hiçbir devirde, hiçbir hizmet görmemiş bazı kimseler bugün kahraman tanınıyor. Ve büyük hizmetler başarmış birçok fedakâr vatan çocuklarının isimleri bile anılmıyor, hatta bilinmiyor.
Hâlbuki yarın, Meşrutiyet, Mütareke, Millî Mücadele ve İnkılâp tarihini yazacak olanlar, yazılmış bulunan bu hatıraları, maalesef, ciddi ve şayan-ı itimat birer mehaz, birer vesika sanacaklar: Çünkü yazılan hatıralarda yapılan büyük hatalar, salâhiyettar şahsiyetler tarafından tekzip veya tashih olunmamaktadır. Bu tekzibi veya tashihi yapacak mevkide bulunanlar, harekete geçmeyi tevazularına sığdıramamaktadırlar. Fakat bence, şayan-ı hürmet bir tevazudan değilse, bu sükût ve lâkaydi, memleket hesabına çok tehlikeli bir ihmaldir.
Maalesef, yakın tarihi yaşamış, memleketin son otuz yıl içinde başardığı bütün kavgalarda ehemmiyetli roller oynamış vatandaşlar birer birer aramızdan eksilmektedir. Onlarla birlikte, işlenen bu tarihî hataların bir tashih olunması ümidi de ölmektedir.