"Satı Teyze, bileğinde renkli balonlar olduğu halde evlerinin önündeki taş merdivenleri ağır ağır çıktı. Yolun başına vardığında neredeyse tüm soluğu kesilmişti. Kaldırıma kendini zor attı. Balonlar başının üstünde bir o yana bir bu yana salınıyordu. Bir süre kaldırımda öylece oturup soluğunun yerine gelmesini bekledi. Sırtındaki atlet ıslanmıştı. Hasta olurum endişesiyle başını kaldırıp gökyüzüne doğru baktı. Ağaçların yaprakları arasından süzülen sarı ışıklardan güneşi seçince derin bir nefes aldı. Bahar aylarının bu son günleri havada hafif bir rüzgâr olurdu. İnsanı üşütmeyen bir rüzgâr. Ağaçların yapraklarının hışır hışır dans ettiğini duydu. Burun deliklerini oynatırcasına baharın son günlerini tekrar ciğerine çekti ve yüzünü yalayıp geçen serinliğe karşı gözlerini kapattı. Bir süre daha öylece kaldırımda oturan Satı Teyze, soluğunu toparladığında, tekrar ayağa kalkarak evlerinin yakınındaki parka doğru yürümeye başladı."