Bugünden sonra sanırım hiç gelmeyeceksin. Bundan tam emin değilim. Yaşadığım ve yaşayabileceğim korku getiren her şeyden sonra böyle hissediyorum. Ümitsizliğin içine girmek istemiyorum. Fakat içimde bana fısıldayan sesler, gelecekle ilgili pek umutlu şeyler söylemiyor. Seninle karşılaşmamız nasıl mümkün olabilir, belki hiç sebebi olmadan tesadüfen karşılaşabiliriz. Doğrusunu ben de bilmiyorum, bildiğim tek şey bu hayata güvenmediğim. Bu hayatın içinde gerçek olan tek bir şey kalıcı değil. Bir görünüp sonra tekrar ortadan kayboluyor. Hayal kırıklığı, ümitsizlik, korku, açlık, yoksulluk, savaşlar ve kötü şeyler, hayatta bütünüyle en çok bunlara teslim oluyoruz. Güzel şeyler çabucak ortadan kayboluyor, tıpkı senin gibi. Birdenbire manasız ortadan kayboluşun bir ölüm kadar tesir etti bana. Şimdi güzel olan her şey bana çok uzak, kendimi fırtınaya kapılmış, sağa sola savrulmuş, bir köşeye atılmış çaresizlik içinde yorgun bir yaprak gibi hissediyorum. İçimde müthiş bir ağlama arzusu var. Buna nasıl tahammül edeceğimi bilmiyorum.