Balkan'ın, babasının çocukluğunu yaşadığı İstanbul'a tutkusu, üniversite yıllarında bu kadim kente geldiğinde başlar ve hiç peşini bırakmaz. O yıllardan sonra bu kent, özellikle tarihi yarımada ve Pera bölgesiyle yaşamının ve üretiminin odak noktasıdır artık. Beyazıt'taki sahaflar; şimdi çoğu Balkan gibi bu dünyadan göç eylemiş satıcılar; o özel insanlar, oralardan topladığı geçmişi ve yaşanmışlığı anımsatan objeler, Eyüp'teki Osmanlı mezar taşları, Beyoğlu'nun arka sokaklarındaki geçmişin kalıntısı yaşamlar ve daha niceleri Balkan Naci'nin resimlerine ve şiirlerine ilham kaynağı olmuştur çoklukla...
Şöyle demiştir bir şiirinde:
"karanlıkta çizer ressam,
görünmeyen kesimleri,
hiçbir şeyim yok benim, bir hiçim,
ben geceyi beklerim, İstanbul bekçisiyim.."
Ömrünün bu kentte geçirdiği elli beş yıllık sürecini onunla birlikte yaşadığım ve birçok ânını paylaştığım için kendimi ayrıcalıklı ve şanslı hissediyorum. İyi ki Dersaadet' ten bir Balkan Naci İslimyeli geçti ve iyi ki o eşşiz üretimleriyle benim, yakınlarının, dostlarının, hayranlarının, öğrencilerinin, hepimizin yaşamlarına dokundu, aydınlattı, anlamlar kattı...
Eşi Sezen İslimyeli