"Sivriada'da bir gece; Sait Faik, Sotiri ve Kalafat balığa çıkmış, bir hikâyede yarenlik ediyorlar. Bir kez daha binlerce yılın İstanbul'uyla bir yolculuğa çıkıyoruz. Şehir uskumrusu, levreği, balıkçı reisleri, Evgeniya'sı Bodrum kat meyhaneleri, keşleri, genelevleri, sevda ve firakları ile tam bir şenlik. Abidin Dino büyüleyici üslubuyla Yeditepeli Şehrimizi resmediyor. Peride Celal, Kalpazankaya'nın oralarda bir denizkızı çıkartıyor Angelos'un karşısına. Varsın inanmasın kimse. Oktay Akbal'ın son vapurda rüzgârı taşıyıp getirdiği hüzünlü, neşeli, hicranlı İstanbul şarkıları...
Selim İleri'ye son yazın hüznü, peyzaj gibi duran Kalamış, Esma Hanım'ın kayıkhanesi, Madam Jüliyet, dağılan hayatlar, gizli aşklar, yoksunlar birlikte bir öykü yazdırıyor. Hulki Aktunç iki denize, med ve cezire, lodosa, poyraza, ölüme ve sevdaya Pinilupi Sara'nın gözlerinden bakıyor.
Belki Demir Özlü'nün Beyoğlu'nda dingin bir öğle vaktini, belki çoktan tarihe karışmış Cafe Boulevard'ın akşamüstü keyiflerini seveceksiniz. Üsküdar'ın güvercinleri, Bay Aleko'nun inceliği, Kumkapı'lı iki arkadaşın paylaştığı gök ve deniz yüreğinizi hafifletecek, Kuzguncuk'ta soluklanıp Rumelihisarı'nda tutkulu bir sarıkanat macerasına tanık olacaksınız. Şehir sizi renkleriyle, sesleriyle sarıp sarmalayacak. Bu İstanbul'lardan biri mutlaka sizin İstanbul'unuzdur. Kim bilir belki de siz son İstanbul'sunuzdur."