Şiirlerle yaşamak
Bazı şiirler ok gibidir. Kısa olur, vurur da geçer, uzun olur mısra mısra deler kalbi. Yoktur birbirinden farkı aslında. İkisi
de derinlerde soluksuz kalıp bir nefese muhtaç olanın, ışığa çıkmak için çırpınışı gibidir. Bazı şiirler hayatları anlatır, bazıları hayatın kendisidir. Birkaç dizede anlarsın şairin neler yaşadığını ya da yaşayamadığını. Veya çektiği acıyı, ızdırabı, aşkı... Yoklukları görürsün; hayalleri, umutları, özlemleri… Bazen gerçek sevgiyi, bazen aşkı, bazen dostluğu bulursun şiirlerde. Bazen de insana insanı anlatır, kalpten gelen samimi duygularla. Şiirlerdir kabuk tutmuş yarayı kanatan. Şiirlerdir dudaklarda acı bir tat bırakıp, saatlerce ağlatan. Şiir olmak lazım bu hayatta. Şiir gibi yaşamak, şiir gibi bitirmeyi istemek ömrü. Noktasız, virgülsüz, soru işaretleri olmadan… Şair Seda İşbeceren'in şiirlerinde gördüm bunları. Hem yaşamış hem yazmış hem yazmış hem yaşamış… Ve mısra mısra yaşatmış sevdiklerini şiirlerinde. Özlemlerini de sevgisini de aşkı da katmış tuz biber niyetine, damak tadı vermiş kendine has şiirlerine… Hayat yolu açık olsun, aradıklarını bulup özlemlerine kavuşsun… İlham perisi yoldaşı olsun.