İstanbul hakkında birbirinden güzel birçok efsane, hikaye, anlatı vardır. Ancak içlerinde en çok bilinen hiç şüphesiz hepimizin Eyüp Sultan Hazretleri olarak zikrettiği Ebû Eyyûb el-Ensârî'nin hikayesidir. Peygamber Efendimiz, İstanbul'un fethedileceğini bir hadis-i şerifi ile müjdelemişti: "İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, o ordu ne güzel ordudur." İşte bu müjdeye nâil olabilmek için İstanbul birçok defalar muhasara edildi. Gelen kutlu ordunun içinde Ebû Eyyûb el-Ensârî de vardı. Büyüklerimiz "Bir şehre gidildiğinde o şehrin büyüğü ziyaret edilir, eğer büyük kalmamış ise vefat eden büyüğü ziyaret edilir" demiştir. Dolayısıyla Ebû Eyyûb el-Ensârî İstanbul'un ma'nen en büyüğüdür.
Bugüne kadar Ebû Eyyûb el-Ensârî hakkında yazılan pek çok çalışmanın bir bütünü olarak kabul edeceğimiz eser, iki bölümden oluşmaktadır. İlk bölümde bu kutlu misafirin hayatı, ailesi, kişiliğinin yanı sıra Osmanlı Devleti zamanında yapılan etkinlikler ve bu mekâna dair anlatılan rivayetler, ecdadın verdiği değer ve kıymetine binaen yapılan törenler anlatılmıştır.
İkinci bölümünde ise klasik eserlerimizde zikredilen faziletleri, bildirdiği hadisler vb. gibi bilgiler ile beraber Arapçadan tercümelere ve Osmanlı Türkçesi ile yazılmış risâlelere yer verilmiştir.