90'lı yıllarda İstanbul'da, bir dönemin ruhu ve heyecanı, farklı yaşam biçimi ve kültürüyle belleklerde iz bırakmıştır. Kadıköy (Akmar Pasajı), Beyoğlu ve Bakırköy'de "yeni sosyallik" arayışının gözde mekânlarında kümelenen gençler, aykırı sayılabilecek bir "duygu dünyası"nı temsil ediyorlardı. Giyimleri, beğenileri ve tercihleri genel kalıpların dışındaydı ve aileleri tarafından her zaman kabul görmüyorlardı.
Ancak onlar için kendi ikonlarının, sembollerin ve isimlerin peşinden gitmek daha önemliydi; müzik gruplarının son kasetleri, posterler, siyah kıyafetler, dar jeanler ve t-shirt'ler ilk sırada geliyordu. Ve tüm kısıtlı imkânlara rağmen bunları edinebiliyorlardı. Rock, Punk, Heavy Metal, Thrash, Death, Grunge vb. gruplara dâhil olan bu gençler, katı bir sistemin içinde kendi ütopyalarını ve yaşam alanlarını yaratmışlardı. Stüdyo İmge, Rock Dünyası, Rock Kazanı, Laneth, Çalıntı, Garaj vb. çıkardıkları dergilerde, bu altkültürün zengin ve marjinal yansımaları fazlasıyla görülür.
İstanbul'daki gençler, kendilerine özgü muhalif bir tarz oluştururken aynı zamanda parçalı bir toplumda, kendi etik ve estetik değerlerini de ortaya koymuşlardı. Kitap bir dönemi okumak adına bu alanda yapılmış ilk sosyolojik çalışma özelliğinin yanında içeriden bir bakışla ve "gençlerle" yapılan sansürsüz söyleşilerle 90'lı yılların rüzgârını doğrudan günümüze taşımaktadır.