Griden başka hiçbir rengin olmadığını, bulut çözünürlüğünde bir yerdeyim; Her yer alabildiğine geniş ve derin. Bir süre yukarı doğru çıkıyorum. Dilim ve sesim sadece düşüncemdeki mana. Bir sınırda olduğumu, bu grilikten çıkarsam başka bir boyuta geçeceğimi biliyorum. Sadece düşüncemde algılayabildiklerimle muhatabım. Bedenimin hisleri aynı fakat ağırlığı yok. Vücudumu dikey tutup, yatay bakıyorum bu sonsuz grilikte. Nefes aldığımı hissediyorum.
" Burada da oksijen var" düşüncesi geçiyor aklımdan. Hızla aşağı iniyorum.
"Yaşayıp da sonuna geldiğinde hiçbir şey anlamadığını anlamak gibi…" Bir düşten uyanıyorum.
Gitmeliyim bu istasyondan. Yeni bir yolculuğa çıkmalıyım. Bu yolculukta "nasıl" ın ve "niye"nin önü açık olmalı. "Öyle ki cevap sorudan önce gelmeli…" Bedenimi düşüncemin dinçliğine…