Ufuğa boydan boya uzanmış güneşin yayvan ışığı tersten yüzüne vurdukça ayrıntılar netlik kazandı.Örümcek ağı parladı önünde, sonra yaprağın damarları gölge. Nefes aldım. Ciğerlerim göğsümde genişledi. Hissediyorum. Ağacın kökleri gibi yayılın.
Ben, Haşmet, bu gövdeden önce bir ağacın zamanında yaşadığımı biliyorum. Deniz Tarsus, yeni öykü tabında yine ayrıkotlarını derlemeye devam ediyor. Tarsus'un öykü dünyası tam anlamıyla el değmemiş; Anadolu'nun, köy kültürümüzün bambaşka, deyim yerindeyse "yabanıl" yanını keşfediyor, bize ait fantastiği kaydediyor.
İt Gözü, Tarsus'un baştan beri kurmaya çalıştığı anlatıyı yeni bir toplumsal boyut katarak zenginleştirdiği öykülerinden oluşuyor.Çok farklı, kendine özgü bir öykücüyü tanıyacaksınız.