Dünya varolduğu müddetçe Hakk kaim olduğu gibi batılda var olacaktır, zira bu camiü'l-ezdad olan Hazret-i Allah'ın bir hikmetidir. Elbette küfrün ve batılın hiç bitmeyecek olması, hakkın üstün olmayacağı manasına gelmemektedir. Tarih boyunca ne zaman Ehl-i Sünne ve'l Cemaat çalışmış, didinmiş, ehl-i dalalete ve ehl-i bidate karşı teyakkuzda olmuşsa batıla karşı galip olmuşuz. Lakin ne zaman kemiyyete aldanıp, çokluk davası güdüp, çalışmayı ve ilim tahsilini elden bırakmışsak, dalalet ehli bizi mağlup etmiştir.
Oryantalistlerin ve içimizdeki ehl-i dalaletin çalışmaları sayesinde itikadı umdeler unutturulmuş, böylece İslam düşmanları belki de tarihinin en büyük muvaffakiyetini elde etmiştir: Müslümanın Müslümana güvensiz akışları.
Bu bataklıktan kurtulmanın nihai yolu: Niyet-itikad-amel tashihidir ve bu hayat nizamını ve kalplerin birliğini getirir ve bu da inananların zaferine açılan kapının anahtarıdır.