İşinde hep yükselmeyi hedeflemiş, itibarlı ve iyi bir mevki sahibi olabilmek için var gücüyle çalışan, toplumun kendisine biçtiği her role giren İvan İlyiç tam her şeyi yoluna koymuşken son derece ağrılı, amansız bir hastalığa yakalandığını öğrenir. Son günlerini geçireceği evinin küçük odasındaki yatağında ölümü beklerken ardı arkası kesilmez tedaviler umut verici olmaktan çok uzaktadır. Çevresindekilerin ona karşı tutumunu huzursuz bir şekilde gözlemlerken en büyük hayal kırıklıklarının hayatını o noktaya getiren seçimleri olduğunu fark eder. Ölüm korkusu ve yaşama umudu arasında yokuş aşağı gittiği yolda, ruhunun kıvranışı bedeninin çektiği acıların önüne geçecektir.
Tolstoy'un sıradan bir adamın sıradan ölümünü sade ve vurucu bir dille aktarırken kendi içsel hakikat arayışını da gözler önüne serdiği, yaşamı da ölümü de sorgulatan, okuyan herkesi derinden sarsacak bu eşsiz eserini Mehmet Yılmaz'ın özenli çevirisiyle sunuyoruz.