Seller, yangınlar, kuraklık, gıda krizi, salgınlar, iklim göçleri... Dünyanın bu dönüşümü sadece çevrecilerin, toplum kuruluşlarının sorunu olmaktan çıktı. Önce insani krize dönüştü, sonrasında da ekonomiyi etkiledi. Hammadde fiyatlarındaki artışlar, doğal kaynakların tükenmesi, küresel tedarik zincirinde yaşanan engeller, istihdamda kadın-erkek eşitsizliği, kârlılığı yakından ilgilendirmeye başladı.
Dünyamızın herkes için yaşanabilir bir yer olması için, her şeyden önce daha iyi bir dünya hedefine ulaşmanın önündeki engelleri doğru tanımlamak gerekiyor. Zaman daralıyor ve yanlış yollarda kaybedecek vaktimiz kalmadı.
Bu noktada aslında üç temel konu ön plana çıkıyor:
1. İçinde bulunduğumuz sistem, yaşadığımız dünyayı hızla yok ediyor.
2. İş dünyasının, bu yok oluşu engelleyecek, büyümenin yerine kalkınmayı koyacak yeni bir sistem oluşturması gerekiyor.
3. Bu sistemi oluşturmak için iş stratejileri, iş yapış modelleri, değerler dahil olmak üzere tüm sistemin yeniden tasarlanması şart.
Sürdürülebilirlik konusunu yıllardır bir gazeteci olarak izleyen ve işleyen Didem Eryar Ünlü, önüne geçilmezse yıkıma giden dünyamızı kurtarabilmek için iş dünyasındaki sürdürülebilirlik çabalarını açıklıyor; bu konuda yapılanları ve yapılması gerekenleri iş dünyasının liderleriyle konuşuyor. Daha kötü koşullara ulaşmadan dünyayı yeniden bereketli ve yaşanabilir kılmak için alınması gereken sorumluluklar hakkında, sorumlularıyla birlikte düşündüren, özel bir kitap: "İyi" Olan Kazansın.