Roman kültürü birçok gelenekleriyle çeşitlilik göstermektedir. Dünyanın hemen her yerinde 2000'li yıllarda 20 milyondan fazla Romanın yerleşik olduğu bilgisi kayıtlarda yer almıştır(?). 2014 yılına ilişkin olarak Avrupa'da 10 milyondan fazla Romanın yaşadığı yayınlarda belirtilmektedir. Aslında resmi kayıtlardan kesin bir sayı çıkartmak mümkün değildir. Birçok Roman, sosyal, siyasi ve ekonomik nedenlerle kendi etnik orijinini açıklamamaktadır. Bu tespit ülkemiz içinde doğrudur. Geçmişte Yahudilerle birlikte benzer acıyı ve diaspora'yı "Avrupalı Romanların" da yaşadığını bilmekteyiz. Avrupa konseyi, sadece geçmişin utancını değil, bugüne uzanan insan hakları tanısı gereklerinin yerine getirilmesindeki sorumluluğu da üstlenerek, Romanlara ilişkin sorunları giderek artan oranlarda uluslararası kamuoyunun gündemine getirmektedir. Avrupa Konseyi tarafından yürütülen Romanlara yönelik çalışmaları; ırkçılıkla mücadele, tahammülsüzlük, sosyal dışlamanın önlenmesi ve azınlıkların korunması ana başlıklarında yürütülmektedir.
Türkiye'de 2006 tarihli ve 5443 Sayılı İskan Kanunu'ndan başlamak üzere, özellikle bir kültür grubu veya ırkı hedef gösteren ve eleştiriye konu olan tüm maddeler hukuki düzenlemelerden çıkarılmıştır. Aslında Roman topluluklar, egemen millet olma statüsünde Osmanlı İmparatorluğu döneminden bugüne yerleşik halkın arasına katılmışlardır. Başka bir ifadeyle, Türkiye Cumhuriyeti döneminde de hangi koşullarda gelmiş olursa olsunlar, Türk vatandaşı olarak vatandaşlık hukukunun getirdiği tüm hak ve borçlara sahip bulunmaktadırlar. Elinizde tuttuğunuz bu araştırmanın ulaştığı sonuç, bu hukuki durumu sosyolojik olarak da desteklemektedir.
Bu kitap, İzmir örnekleminde seçilen mahallelerdeki Roman profilinin ve bu mahallelerde yaşayan Romanların sorunlarının disiplinler arası değerlendirilmesini hedeflemektedir. Araştırma, Roman yerleşiklerimizin çeşitli toplumsal sorunlarının ve sürdürülebilirlik değerlerinin anlaşılmasına yönelik toplumsal farkındalığın sağlanmasında yol gösterici bir hedefe sahiptir. Bu zahmetli ve emek ürünü olan araştırmamızın okuyucuya faydalı olmasını dileriz.